Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Lideri Recep Tayyip Erdoğan, Mardin’de partisinin 15 Temmuz Demokrasi ve Şehitler Parkı’nda düzenlediği mitingde konuşma yaptı.
Kızıltepe ilçesinden daha yüksek bir oy oranı beklediğini söyleyen Erdoğan, “Kızıltepe bu seçimlerde patlıyor mu? Özel takip edeceğim bakalım Kızıltepe’den nasıl bir ses gelecek” diye konuştu.
Seçmenlerden en az bir kişi AK Parti’ye oy vermeye ikna etmelerini isteyen Erdoğan, “Seçim gününe kadar etrafımızdaki akrabalarımızdan, eşimizden, dostumuzdan hala tereddütlü olan varsa, onu da ikna edip kesinlikle sandığa götüreceğiz. Aman ha, pazar günü bir kazaya meydan vermeyelim” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle:
‘KIZILTEPE’Yİ ÖZEL OLARAK TAKİP EDECEĞİM’
“Dinlerin, lisanların, medeniyetlerin beşiği, Mezopotamya’nın incisi Mardin bugün bir diğer güzelsin. Kızıltepe bu seçimlerde patlıyor mu? Özel takip edeceğim bakalım Kızıltepe’den nasıl bir ses gelecek. Mardin’in hoşluklarını saymaya sözler yetmiyor. Biz bu kadim coğrafyada, Türk’üyle, Kürt’üyle, Arap’ıyla, Sünni’siyle, Alevi’siyle, kısacası tüm farklılıklarımızla, inşallah kıyamete kadar birlikte yaşayacağız. İttihadımız itikadımızdan gelir, insanlığımızdan gelir. Bunun için bizim teröre asla müsamahamız yoktur.”
‘TERÖRLE İTTİFAKI OLANIN MİLLETLE İTTİFAKI OLMAZ’
“Terörle bağı olanın milletimizle bağı olmaz. Terörle iltisakı olanın milletimizle iltisakı olmaz. Terörü Cudi’de, Gabar’da, Tendürek’te, Bestler Deresi’nde gömdük mü? Ne gerekiyorsa yaptık, yapacağız. Terörle ittifakı olanın milletle ittifakı olamaz. Yavrularımızı ailesinden, okulundan, geleceğinden koparıp eline silah vererek katil yapanları da ellerindeki kanlarıyla onları legalleştirmeye çalışanları da milletimiz affetmez. Buradan daima bir arada seslenelim, bu HDP ve yandaşlarına biz ülkemizi böldürmeyeceğiz. Onun için ne diyoruz: Bir olacağız, iri olacağız, canlı olacağız, kardeş olacağız.”
‘MARDİN BUNLARIN CİĞERİNİ BİLİR’
“PKK’dan DEAŞ’a ve FETÖ’ye kadar ülkemizin istikrarını bozmak için üzerimize salınan terör örgütleriyle neyin amaçlandığını çok uygun biliyoruz. ‘Türk’ deyince tüyleri diken diken olanlar. ‘Kürt’ deyince işine ve aklına Kandil’deki terör baronları gelenler. ‘Arap’ deyince çabucak DEAŞ’ı öne sürenler. Bunların hiçbiri de bizim kardeşliğimizin sırrına eremez. Onlar için en makbul Türk, kendi emellerine hizmet edendir. En makbul Kürt, kendilerine kul köle kesilendir. En makbul Arap, elindeki tüm kaynağı kendilerine aktarandır. Mardin bunları uygun tanır, hepsinin de ciğerini bilir ciğerini. Mardin bugüne kadar sırtını emperyalist efendilerine dayayarak kendi ülkesine, kendi milletine efelenenlere eyvallah etmedi, Allah’ın müsaadesiyle bundan sonra da etmeyecektir. Ülkemizin asırlık demokrasi ve kalkınma eksiklerini nasıl Mardin’le birlikte tamamladıysak, inşallah Türkiye Yüzyılı’nı da beraberce kuracağız.”
‘SURİYE YAPTIKLARINI BİZE DE YAPMAK İSTİYORLAR’
“Sadece kendimiz sandığa gitmekle kalmayacağız. Seçim gününe kadar etrafımızdaki akrabalarımızdan, eşimizden, dostumuzdan hala tereddütlü olan varsa, onu da ikna edip kesinlikle sandığa götüreceğiz. Aman ha, pazar günü bir kazaya meydan vermeyelim. Yoksa, işte görüyorsunuz. Terör örgütünden tefecisine hepsi ellerini ovuşturarak bekliyor. Sonun çabucak ötesinde azgınlaşan alçakları görüyorsunuz değil mi? Suriye’ye yaptıklarını bize de yapmak için gün sayan emperyalistleri görüyorsunuz değil mi? Allah göstermesin, bu ülke bir tökezlerse, topu birden zirvemize binmeye hazırlanıyor. İnşallah bunlara aradıkları fırsatı vermeyeceğiz.”
‘ÖYLE BİR SES VERİN Kİ DİYARBAKIR’DAN HASEKE’YE KADAR DUYMAYAN KALMASIN’
“Mardin geleceğini bu bay bay Kemal’e emanet eder mi? Mardinli bu iradesini bu bay bay Kemal’e teslim eder mi? Kendi ihtirasları uğruna milleti ateşe atmaktan çekinmeyecek kadar denetimi kaybetmiş bir şahsa, benim Mardinli kardeşim güvenir mi? Kendisiyle birlikte, tüm ülkeyi ve hatta partisini uçuruma sürüklemekten korkmayan bir fitne tüccarına, benim Mardinli kardeşim prestij eder mi? Mardinlinin iradesini cebinde sananlara derslerini vermek için pazar gününü bekleyin. Artık buradan o denli bir ses verin ki üstte Diyarbakır’dan aşağıda Haseke’ye kadar duymayan kalmasın.”