UEFA Şampiyonlar Ligi 3. Eleme Tipi birinci maçında Lille ile Fenerbahçe karşı karşıya geldi. Jose Mourinho’nun öğrencileri 80’de beraberliği yakaladığı maçtan 90+1’de yediği golle 2-1 mağlup ayrıldı.
Fenerbahçe’nin Lille deplasmanındaki performansını ve 90 dakikalık çabayı spor muharrirleri kıymetlendirdi. Milliyet’in usta kalemlerinden Ercan İtimat, Lille – Fenerbahçe maçı sonrası değerlendirmesinde sığırcık sürüsü benzetmesinde bulunarak dikkat çekti.
İşte Lille – Fenerbahçe müsabakasının akabinde yapılan değerlendirmeler:
F.BAHÇE RÖVANŞTA ÇÖZER | ERCAN GÜVEN
Her maça rakibin ne yapmak istediğini anlamak için oynamak yerine seyrederek başlayan, lakin soyunma odasında Mourinho anlattıktan ve ikazlarını yaptıktan sonra olağana dönen bir Fenerbahçe var güya.
Teknik yöneticinin güçlü karakteri mi futbolcuların elini kolunu bağlıyor maçın başında nedir! Meğer her biri “yıldız” boyutunda. Her şeye direktif mi lazım.
Neyse… Aslında pek çok öyküsü olan maç, Fenerbahçe için kabus üzere başladı. Zira gereğince agresif değildi Fenerbahçe. Süratli değildi. Ve genç, dinç, süratli, oynatmayan bir Lille vardı karşısında.
Üstelik karşı koyması çok güç bir taktiği vardı Lille’in… Adeta çift sağ kanatla oynuyordu. Lille sağbeki Santos daima öndeydi, o kadar amansız bir suratı vardı ki, alanlarımızın en sakin futbolcusu Ferdi bile huduttan üzerine yürüdü. Gomez’e sağ kanat Haroldsson ve santrfor ardı oynayan Cabella da eklenince simetrisi bozuk ancak yıkıcı bir Lille ortaya çıkıyordu.
12. dakikadaki Lille golü de Fenerbahçe’nin solundan geldi, Livakoviç’in birinci yarıda kurtardığı 3 beklenen gol de orada hazırlandı Lille tarafından. Son dakikadaki Lille golü bile tıpkı yerdendi.
Mourinho birinci yarının 20. dakikasından sonra yapabileceği tek hamleyi savunmayı 5’liye çevirip, ekibi 5-4-1 hale getirerek yaptı. Tabi ki, gol atmak değil farkın artmasına mahzur olmak için. Fenerbahçe geriye yaslandı, esasen çok az sahip olduğu topu güzelce rakibe bıraktı.
Oysa Fenerbahçe biraz süratli olabilse, biraz rakip çıkarken baskı yapabilse, agresif oynasa, en kıymetlisi yakaladığı sayılı fırsatta Dzeko isabetli vurabilse, basitçe üstünlük kurabileceği genç bir rakip vardı karşısında. İkinci yarıda, artık birinci defa forma giydiği kadroya ve oyuna ahenk sağlayabilen Maximin’le önde basan Fenerbahçe maça ortak olmak için hareketlendi.
Çağlar üzerinden topu Maximin ile buluşturmaya ve grubu öne taşımaya başladı. Fakat Lille motamot sığırcık sürüsü üzere bir anda topa sahip Fenerbahçeli’yi ablukaya alırken, kazandığı topta bir anda açılmayı sürdürdü. Lakin birinci yarıya nazaran “yılgın” haldeydi Lille. Vakit çalmayı bile denedi.
Bilmedikleri şey, Fenerbahçe’de yıldızların bitmeyeceği, her oyuna girenin potansiyel “gol” olduğuydu!.. Mourinho, İrfan Can’dan sonra yeni transfer Oğuz Aydın ve Fenerbahçe’nin kıymetli transferi En Nesyri’yi oyuna kattı ve İrfan Can ceza çizgisi üzerinde kendi aldığı hür atışı barajın üzerinden şahane bir vuruşla Lille ağlarına yolladı.
Kimse merak etmesin… Ve 90’da gelen geçiş golüyle paniğe kapılmasın. Lille’i birinci yarıda inceleyen, ikinci yarıda çözen Mourinho, Kadıköy’de kaldığı yerden başlatacaktır grubu…